RS 6 performans modellerinin tarihi, 1996 yılında C4 nesil Audi S6 plus ile başladı.

Başlangıç olarak 1983’ten itibaren yüksek kaliteli aksesuarlar tedarik eden ve ardından 1995 yılında başlayarak bir araç kişiselleştirme programıyla görevlendirilen quattro GmbH (şimdiki adı Audi Sport GmbH) yeni bir odak noktası kazandı. Şirket içinde Q1 olarak adlandırılan sportif türevlerin sorumluluğunu üstlendi. Audi Avant RS2’nin başarısının ardından amaç, daha fazla güce ve daha fazla sürüş dinamiğine sahip yeni bir model yaratmaktı. Audi S6 V8 bu amaç için ideal temeli sağladı.

Performanslı modellerin atası: Audi S6 plus

Audi’nin Neckarsulm’daki motor geliştirme departmanı, S6 plus için, normal Audi S6’nın kalbini oluşturan 4,2 litrelik V8’in daha güçlü bir versiyonunu geliştirdi. Motorun gücü, Audi Avant RS2’yi bile geride bırakarak 290 PS’ten 326 PS’e ulaştı. Otomobile daha büyük ön frenler, üçüncü vites ve üzerinde daha kısa oranlara sahip altı vitesli şanzıman ve daha sert süspansiyon eklendi. Her iki aksta da 255 tabanlı lastikleriyle 17 inç jantlar vardı. İç tasarım ağırlıklı olarak siyahtı. O zamanki quattro GmbH, vites topuzuna ve 300 km/s’ye kadar kadrana sahip hız göstergesine mavi, gri veya beyaz vurgular ekledi. Quattro GmbH, 1996 yılında Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’ndaki kendi standında ilk aracını halka tanıttı. S6 plus, sunulduğu 15 ay boyunca 855 adet Avant ve 97 adet Sedan gövde tipiyle üretildi.

 

 “plus”, “performance” oldu

C6 neslindeki plus versiyonu 2010 yılında pazara çıktı. 500 adetle sınırlıydı. Öncüsünden farklı olarak herhangi bir ek güç tipine sahip değildi, V10 motor 580 PS güce sahipti, ancak 303 km/s maksimum hıza ulaşıyordu. O zamanlar daha hızlı olan tek Audi otomobili R8 idi. Müşteriler, aracı iki donanım paketiyle seçebiliyordu.  RS 6 plus Sport orta konsolda ve ön konsolda deri döşemeye sahipti. RS 6 plus Audi exclusive, müşterinin isteğine bağlı olarak farklı bir renkle de satılıyordu. Audi exclusive versiyonunda; koltuk döşemeleri, kumandalar, kapı panelleri ve orta kol dayama Audi exclusive programında yer alan çekici renklerden biriyle kaplanmıştı. Tüm koltuk bileşenleri seçilen deri rengiyle uyumluydu. Her iki versiyon da 20 inç jantlar, spor süspansiyon plus, navigasyon ve sürüş asistanının yanı sıra motor bölmesi için karbon paket ile donatılmıştı.

DNA’sı değişmeyecek

Audi Sport GmbH olarak 40 yıldır çok başarılı çalışmalara imza attıklarını ve kendilerini farklı kılan DANN’yı heyecan verici bir geleceğe taşıdıklarını söyleyen Audi Sport GmbH Teknik Geliştirme Başkanı Steffen Bamberger “Güncel RS 6 performance ve RS 7 performance versiyonlarını ve bunların normal versiyonlarını ilgili temel modelden ayıran birkaç temel unsur bulunuyor. Karakteristik dış ve iç tasarım, uzunlamasına ve yanal dinamikler ve ses. Bu unsurlar, elektrik çağında da ayırt edici özellikler olmaya devam edecek. Buna sportif eklentiler ve daha büyük jantlarla temel modelden ayrılan dış tasarım da dahil. İç mekanda giderek daha fazla özel bir görünüme sahip sürdürülebilir malzemeler yer alacak. Dahası, iç ve dış ses de onları temel modelden net bir şekilde ayıracak ve heyecan yaratmak için daha da rafine edilecek.“ şeklinde bilgi verdi.