Otomotiv yetkili satıcıları 5 Aralık 2023’te “Bazı Elektrikli Araçların İthaline İlişkin” yayınlanan Yeni tebliğin Türkiye’de yerleşik yetkili satıcılıkları ve ticareti zor durumda bırakabileceğini vurguladılar.
T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından 29 Kasım 2023 tarihinde çıkarılan “Bazı Elektrikli Araçların İthaline İlişkin Tebliğ” ile Avrupa Birliği menşeili ve Serbest Ticaret Anlaşmaları ile ülkemize ithal edilen araçlar haricindeki tüm elektrikli araçların ithalatı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı veya yetki verdiği kurumca düzenlenen “izin belgesine” bağlı hale getirildi. İzin Belgesinin temini için 30 gün süre verildi. Bu süre içerisinde yerine getirilmesi imkansız birçok şart ileri sürüldiğini ifadee eden OYDER (Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği) yetkilileri şu açıklamayı yaptılar:
“ Bu şartların yerine getirilmemesi halinde araçların ithalatına izin verilmeyeceği ve ilgili markanın etkilenen modellerinin Türkiye’de satışının durdurulacağı ifade edilmiştir. Türkiye’de otomotiv sektörünün tamamı yerli ve milli sermayeden oluşan yaklaşık 5 Milyar dolar ile en yüksek yatırım seviyesine sahip yetkili satıcılık teşkilatları açısından, ticaretin sürdürülebilirliği ilişkin bu tebliğ önemli sakıncalar doğurdu.”
Ticaret tamamen durabilir
OYDER yetkilileri tebliğin yayınlanmasından önce ülkemize ithalat izni almış ve satışına başlanmış olan marka ve modeller için distribütörler ile yetkili satıcılar arasında bayilik sözleşmeleri imzalandığını hatırlatarak şunları kaydettiler:
“Markaların belirlediği standartlara uygun yatırımlar gerçekleştirildi.. Yeni tebliğ ile ilgili markanın modellerinin ülkemize ithalatı duracağı için, yeniden izin belgesi alınana kadarki süreçte yetkili satıcıların araç kaynağı kesilecek ve ticaret tamamen duracaktır. Bu markalara yatırım yapmış olan yetkili satıcılar için ilk etapta zarar, sürecin uzaması halinde de iflas kaçınılmaz olacaktır. . Tebliğ ile distribütörlerin 7 bölgede 20 adet TS 12047 ve TS K 646 belgeli servise sahip olmaları şart olarak ileri sürülmüştür. Ülkemize ithalat yolu ile gelen tüm araçlar için aslında geçerli olan bu hüküm sadece elektrikli araçlar için distribütörün sahibi olması şartı ile genişletilmiştir. Türkiye’de 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren yetkili satıcılar, üretici standardında yetkili servisler ile bu görevi üstlenmiş ve devam ettirmekte.”
İşveren ile rekabet
Yetkililer yeni hüküm ile tüm bölgelerde yetkili satıcılar kendi yaptıkları yatırımlarına karşılık bir de distribütörün aynı işkoluna yatırım yapması sonucu ile karşılaşıp rekabet etmek zorunda kalacaklarını ifade ettiler. İşveren statüsündeki distribütör ile aynı alanda rekabet etmenin yetkili satıcılar açısından verimsiz bir yatırıma neden olacağını kaydeden sektör yetkilileri şöyle devam ettiler:
“ Yeni yayınlanan tebliğ tüm markaların en az 40 çalışan ile bir çağrı merkezi sahibi olmasını da amir hüküm olarak getirmekte. Yetkili satıcıların gerçekleştirdiği satışların ardından servis ihtiyacı doğan tüketiciler yetkili satıcılar ile bu ihtiyaçlarını gidermek yerine çağrı merkezi aracılığıyla distribütörün sahibi olduğu servislere yönlendirilecek. Bu da serbest rekabet açısından ayırımcılık doğuracak ve yetkili satıcıların iş hacminde önemli bir düşüşe neden olacaktır. Zaten elektrikli araçların içten yanmalı araçlara göre çok daha az servis girişine ihtiyacı olması nedeniyle düşecek olan iş hacmi, çağrı merkezi ve distribütörün sahibi olduğu servisler nedeniyle iyice azalacaktır.”
Sürenin uzaması gerek
OYDER yetkilileri tebliğe eklenen distribütör tarafından sahip olunan 7 bölgede 20 servis ibaresinin, yetkili servisleri kapsayacak şekilde değiştirilmesinini ve üretici standardında servis veren yetkili satıcılar ile yapılan anlaşmanın kapsam içinde değerlendirilmesinin sağlanmasını öneriyor. Tebliğ ile getirilen eğitim ve çağrı merkezi şartları için hem distribütöre hem de yetkili satıcılara gerekli altyapıyı hazırlamak için makul bir süre tanınması gerektiğini de kaydeden sektör yetkilileri şu önerileri sıraladılar:
“ Henüz ne MYK tarafından ne de TSE tarafından bir eğitim müfredatı hazırlanmadığı için verilen 1 ay süre içerisinde bu eğitimlerin tüm çalışanlar için tamamlanması imkansız. Bu sürenin en az 1 yıl olarak revize edilmesi önerilmekte. Tebliğ öncesinde ithalat iznini alarak satışına başlanmış marka ve modeller için ithalat izin belgesinin temini için verilen sürenin uzatılması ve tamamlanmış yatırımları bulunan yetkili satıcıların mağdur edilmemesi gerekmekte. Bu sebeple, tebliğin bu marka ve modeller için başlangıç süresinin en az 1 yıl olarak revize edilmesi önerilmekte. Elektrikli araçların satışı ve kullanımı sırasında tüketici mağduriyetini engelleyecek her türlü tedbirin yanında olduğumuzu ancak bu bakışın menşei fark etmeksizin tüm elektrikli araçlar için geçerli olmasının da serbest rekabet açısından önemli olduğunu ifade etmek isteriz.”